Adı Aşırı Gürültülü ve İnanılmaz Yakın... Orjinal adı Extremely Loud and Incredibly Close... Yazarın adı Jonathan Safran Foer...77 doğumlu.. İlk kitabını henüz 25 yaşındayken yazmış.. Kıskanılası :] Aşırı Gürültülü ve İnanılmaz Yakın ise ikinci kitabı... Kendisi kitap yazmamış, resmen edebi bir şov yapmış...
Kitabın konusu olağanüstü değil bence... Bu kadar özel kılan ne derseniz kesinlikle anlatım teknikleri ve kurgusu derim... Bazılarını zorlayabilir tarzı, bazıları "sadede gel Jonathan" diyebilir ama ben bu kitabı "yere göre sığdıramadıklarım" arasına koydum bile...
Kitapta esas oğlanın adı Oscar... Oscar'cık henüz 9 yaşında.. 11 Eylül'de babasını kaybediyor.. Ölümünden 2 yıl sonra babasından kalan bir vazonun içinde bir anahtar buluyor.. Ve Oscar anahtarın açacağı kilidin peşine düşüyor... Kilide yaklaştıkça babasına da yaklaştığını düşünüyor Oscar... Tek tek kapıları çalıp tüm kilitleri deniyor.. Ve hesaplarına göre Newyork'ta hala denenmesi gereken 162 milyon kilit bulunuyor... İşte tam bu sırada kesişiyor bazı hayatlar... İç içe giriyor insanlar... Ve git gide, hikaye, dramatik bir olaydan umut verici bir sona dönüşüyor.
Kitapta Oscar'ın hayal gücü etkileyici, icatları eğlenceli... Bolca kullanılan resimler ise sürükleyici.. Okuduklarınızın ardından şak diye açılmaları dumur ediyor... Son sayfalardakiler özellikle... Kilitliyor... Hikaye yalnızca Oscar'ın ağzından anlatılmıyor... Babanne ve dede de söz haklarını kullanıyor zaman zaman... Bazen o sırada kimin konuştuğunu anlamıyorsunuz.. Ama sevilesi bir karmaşa yaratıyor bu durum... Sevgili Jonathan benim gibi altını çizerek kitap okuyanları da düşünmüş sağ olsun, bazı sayfalarda mor kalemle çizilmiş satırlar... Filmi de çevrilmiş kitabın, isimden kaybetmiş ve pek sevilmemiş (hep şu yanlış çeviriler!)... Fragmanı bile güzel, izlemek isterseniz buyrunuz...
Kitapta beni en çok ne etkiledi derseniz, yukarıda yazdıklarım aksine, 11 eylülde, kulelerin yıkılma anına dair anlatılan her şey, derim... 11 eylül dışında altını çizdiklerim:
“Yitirmek hiç sahip olmamaktan iyidir. Hiç sahip olmadığım bir şeyi yitirdim ben.”
"Terk etmeni affedebilirim ama geri dönmeni affedemem."
"Hiçbir şeyi özlediğin şeylerden daha çok sevemezsin."
"Yaşamak zorunda olmamız fenaydı ama asıl trajedi tek hayat yaşamak zorunda olmamızdı çünkü iki hayat yaşayabilseydim birini onunla geçirirdim."
"Savaş" ... "Hiç sebepsiz birbirimizi öldüreceğiz! Bu insanlığın insanlığa açtığı bir savaş ve ancak savaşacak kimse kalmadığında bitecek."
"Hayatına bir sürü insan girer ve çıkar! Binlercesi! Girebilsinler diye kapıyı açık tutman gereklidir. Ama bu aynı zamanda gitmelerine izin vermek de demektir."
"Umarım bir gün sen de sevdiğin biri için anlamadığın bir şey yapma deneyimini yaşarsın."
Oscar
No comments:
Post a Comment