Zülfü Livaneli'nin
Yaşlılık adlı yazısını okudum bugün…
Yazının adı
Yaşlılık olunca insanın kendi yaşlılığını düşünmesi de kaçınılmaz oluyor tabi ki…
henüz 20’li yaşların ikinci yarısındayken bile hayatın git gide daha güzel olduğunu düşünenlerdenim ben…
yaşlandığımdan değil, büyüyüp serpildiğimden
J...
çünkü bence olgunlaştıkça insan, kime/neye ne kadar değer vereceğini,
ne için üzülüp sevineceğini...
daha iyi hesaplıyor…
eskiden dert edileni artık takmıyor...
olgunlaştıkça kendi değerini daha iyi anlıyor…
onu mutlu eden şeyi… onu mutlu eden insanı… ayırt edebiliyor…
yaşlılığıma gelecek olursak yeniden…
kısmet olur da görürsek eğer...
bence keyifli olacak yaşlılık…
Zülfücüğümün de yazısında belirttiği gibi, aynen,
değerlendirilen değil, değerlendiren olmak, kolay gelecek bizlere..
"hoca hep bildiğim yerlerden sordu" hissi verecek…
gençliğe göre hırslar, beklentiler azalacak…
önümüzde elde edilecekler değil, ardımızda elde edilmişler olacak…
güzel olacak…
sağlık, bir de pek tabi birlikte yaşlanmak istediklerin varsa yanında,
yenmeyecek tadından… yaşlılığın… bence...