benim gibi mahalle kültürünü seviyorsanız eğer,
kaotik ortamlara karşı da fobim yoktur diyorsanız,
günün birinde kadıköy çarşıya yolunuzu düşürün derim :]
geçtiğimiz hafta sonu, bozulan bilgisayarımı yaptırmak üzere kadıköy bilişim(!) pasajlarından birine gittim...
gelmişken değişiklik olsun dedim, çarşı içine dalıverdim..
evet çok kalabalık, evet çok karışık,
ama bir yanınız balıkçılar, diğer yanınız pazarcılar...
önünüzde sırtında hasır sepetiyle gezen taşıyıcılar,
baharatçılar, on numara şarküteriler..
geçmişi hissetmemenize, eski günlere dönmemenize, im kan yok....
manavlardan bolca taze salata malzemesi,
kuruyemişçilerden ara öğünlerde atıştırmak için sıcacık kuruyemiş,
şarküteriden hem kahvaltılık hem de şarap yanı envai çeşit peynir zeytin aldıktan sonra yoluma devam ettim...
meydana doğru ilerlediğinizde çay yanına şenlik tatlı tuzlu kurabiyeleriyle Beyaz Fırın,
hemen yanında el yapımı şekerleri ve çikolatalarıyla meşhur Şekerci Cafer Erol'u görüyorsunuz...
aağıda fotoğrafını gördüğünüz meyveli şekerler buradan..
hiç tereddütsüz söyleyebilirim ki; sadece görüntü değil lezzet de muhteşem...
yanında da sade türk kahvesi.. mm mmm :]
kup griye tatlısının yaratıcısı Baylan pastanesi,
ve lokum dolu vitriniyle Hacı Bekir de tavsiye etmeden geçemeyeceklerimden...
yeme içmenin dışında antikacılar sokağı,
bir sokağı boylu boyluca dolduran, türk kahvesi molası verebileceğiniz cafeler,
ikinci el kitapçılar,
ve pasajlar...
farklı biz gözle baktığım bu kadıköyü sevdim.. ben...